29 Kasım 2012 Perşembe

başlıksız


Uzuuuuun zamandır blog yazmıyorum. Evet. Ama yaşıyorum. Yazılacak kadar önemli bir şeyler bulamadığımdan değil de artık o kadar da umursamadığımdan sanırım. Moralim bozulunca oturup blog yazayım şu moral bozukluğuyla, şu ilhamla ne de güzel olur ama demiyorum artık sanki. Ya moralimin bozulma oranı arttığından bunu düşünemiyorum ya da artık yazı yazmak yerine ergen ergen camdan bakıp gözlerimi zorla doldurarak sahte bir iki damladan sonra ciddi ciddi hönkürerek ağlamak daha hoşuma gittiğinden. Bilemiyorum.
Diyeceklerimin hepsini  bir yazıda toplamak, rahatlamak, insanlara ve kendime olan kinimi kusmak istediğimden bu yazı öbürlerine kıyasla daha boktan olabilir. Aldırış etmeyiniz.
Efenim.  Öncelikle söylemek istediğim şey şu ki : BİR GRUBU BİR ŞARKIYI BİR SANATÇIYI BİR KİTABI BİR YAZARI NE OLURSA İŞTE ÇOK SEVMEYİN. TAKINTI YAPMAYIN. LÜTFEN. Gerçekten. Gerizekalıca olmasından çok çok ötede bir sebep yatıyor bunun altında. Örneğin senin o çok sevdiğin çok çok sevdiğin grup cidden güzel grup. Şarkıları falan fena. Şimdi sen gidiyorsun piçlik yapıyorsun millete. Sonra o piçlik yaptığın şahıs o grubu dinlemek istiyor, çünkü grup cidden güzel. Ama sen o grubu çok sevdiğin için o gruba karşı bir önyargı oluşuyor içinde. En mükemmel klibini izlerken o gruba tapmak istiyor o arkadaş diyelim ki o grupla hönkürmek istiyor, klibin güzelliğiyle kahkaha atmak istiyor. Ama sonra aklına senin o gruba karşı olan takıntın geliyor. Bir anda kapamak istiyor o şarkıyı. Ne kadar neşeli olduğu fark etmez o şarkıyı o videoyu kapatıp sana sövmek istiyor o arkadaş. Hoş olmuyor. Gruptan soğuyor o zaman o arkadaş. Adam akıllı müzik zevkine uydurduğu tek tük gruplardan birinden soğutma arkadaşını.  Yapma böyle. Tamam sev sevmesine ama sen çok çok bahsedince o gruptan böyle oluyor.  Sen çok çok sevme.  Ya da gidip piçlik yapma insanlara. Sevgilerimi sunuyorum sana. Keşke arabesk rap falan dinleseydin.
Hayal kurmanın berbat bir şey olduğundan daha önce bahsetmiş olmalıyım. Hele ki kurduğunuz hayaller plana dönüşebilitesi olan hayallerse işiniz vahim. Örneğin o hayalin bir mekanı olur, bir zamanlaması olur, bir şahıs kadrosu olur. Ve bunlar son derece akla uygun durumlardadır senin hayalinde. Sonra detayları olur, önemli detayları ama. Bunlar da muhtemeldirler. Senin yapacağın şey ya da karşıdan gelecek hareket vardır bir de. Bu da muhtemeldir. Eh sorun yok o zaman dimi? Değil işte öyle. Sen bu son derece muhtemel şeyleri düşündüğün zaman bu muhtemel şeyler muhtemellikten çıkıyor arkadaşım. Olası varsa da olmuyor sen düşündüğün için. Eğer mekan tamamsa zamanlama olmuyor, zamanlama tamamsa o küçük ayrıntılardan biri tutmuyor. Bir aksilik oluyor. Oysaki sen plan yapmasan hayal kurmasan olmayacak böyle. Rastgele hareket etsen doğaçlama olsan biraz daha  güzel olma ihtimali artacak. Hayal kurmayın. Her şeyi tastamam olmadan plan da yapmayın. O her şeyinin tastamam olmasının yolunu bulursanız bana da anlatın. Şu düşünce gücüyle her şey olur sen çok düşün şeyleri ben de tamamen ters etki uyandırdı şu ana kadar. Ben ne düşünürsem tersi oluyor.  Üzülüyorum. Güzel değil hiç.
Bu yıldan çok beklentim vardı. Gerek dersler, gerek arkadaşlıklar, olaylar. Olmadı. Daha iki ay geçti ama diyebilirim olmadı diye. Öyle görünüyor. Derslerimi bari düzelteyim ya. TMyim artık ama gerizekalı mıyım o yüzden mi oluyor böyle? Delireceğim blogger. Çok moralim bozuk.
Bir de insanları anlamaya çalışmak olayının dibindeyim. O kadar çok empati kurmaya çalışıyorum o kadar çok uğraşıyorum ki çözmeye kafayı yedim artık. Burnunu kaşısa empati kurup sebebini araştırmaya kalkacak duruma geldim. İnsanların çoğu anlaşılabilecek kadar aptal olduğu için pek sorun olmuyor genellikle. Yine de anlayamayacağım insanlar olmamasını çok isterdim. Ne bileyim kendileri anlatsalardı en azından bana. O kadar stalkerlığa rağmen nasıl hala anlayamam onu da bilmiyorum.
Günlerim böyle anlamsız sahte sahte geçiyor. Sana çok güzel ama önyargıyla yaklaşmak zorunda kaldığım bir grubun çok mükemmel bir klibini atıyorum ve yazımı bitiriyorum. Öptüm kocaman.