22 Nisan 2012 Pazar

Ne desem bilemedim.


Bu haftaki uykusuzu almadım. İyi bok yedim. Acaba şimdi gitsem kalmış mıdır her ne kadar Pazar da olsa dimi ama? Aslında bu yazıya böyle başlamamam gerekiyordu. Ama anlatıcam her şeyi. Sırayla.
Bu arada Avenged Sevenfold’a tek şarkılarını dinleyip önyargıyla yaklaşmıştım fakat baya güzelmiş şarkıları. Şu an City Of Evil’i dinliyorum da oyy yani. He ne kadar ucube tipli olsalar da sesler güzel, dinlenilir.
Demem gereken şey bu da değildi. Biliyorum. Şimdi de sana az önce yediğim menemenden bahsedeceğim ama. Hiç güzel değildi. Ben anneme dedim domates kavurması yap diye menemen yaptı. Ama olsun yenilir. Yumurtalı şeyleri de sevmez oldum zaten kekler falan hariç. Ya da omleti de severim ama menemen çok iğrenç geldi az önce.
Çok boş konuşuyorum. Farkettim. 
Şimdiii ben sözleri tutamayan biriyim. Hani demiştim ya nete girmeyeceğim umursayana kadar diye. Ancak bir hafta dayanabildim. O haftasonu yani geçen haftasonu da baya yakındık biz bu Karküresi’yle. Baya. Ben ona bu blogu attım duygularımı okusun diye hatta. Bubu’ya da attım. O da bir arkadaşım diyelim öyle olsun. Pek anlatasım yok. 
APTALIM BEN. BURASI BİR SIRDI. Ve bunun için blogun adresini değiştirdim. Ehehe. Karküresinde bendeki araştırma ruhu olmadığına göre bulabileceğini sanmıyorum.
Bulsa bile şu an daha rahatım. O herkes okuyabilir düşüncesinin korkunçluğundan bahsetmiştim, o herkesin içinde ne kadar yakın olurlarsa olsun onlar da var.
Bir de bir şeyi daha gördün ki, uzun zaman yazmayınca yazmıyorum. Şu an da yazmazdım normalde ama seviyorum seni ya.
Bir de hala günlük alamadım, gebereyim gideyim ben.
Benim bir arkadaşım vardı. Bu arkadaştan inadımdan dolayı ne günlüğümde ne de burada hiç bahsetmedim. Hiçbir kendimle alakalı y erde.  Çünkü sinir etmişti. Çünkü hak ettiğine inanıyordum. 
Biz bu arkadaşla bu yılın ilk döneminde en az Karküresi’yle olduğumuz kadar yakındık. Hiçbir zaman bir Karküresi olmadı benim için ama o yokken, o benim sinirlerimi bozmuşken, hatta o varken de biz çok yakındık. Her şeyimi anlatırdım ben yine. Bilmem o da anlatırdı, çok gülerdik, çok komikti çünkü.
Ama şimdi bunu yazarken bile o günlerden pişmanmışım gibi bir mide bulantısı beliriyor içimde. Çünkü o kendinden soğutacak çok şey yaptı. Ne olduğunu sormayın, verecek net bir cevap yok. Soğuttu işte. Bu arkadaşa da verilecek bir isim geliyor aklıma ama risk almak istemiyorum. Ona Hitler diyelim. Evet. Güzel oldu. Yok lan ırkçı falan olduğundan değil. Bu çocuğun tumblr ı bir isim tamlaması dersek o isim tamlamasının ilk kelimesi Hitler. İşte her neyse.  Anlaşılacağı üzere bu Karküresi  gibi kız meselelerini konuşabileceğin bir gavat değildi. Çünkü erkekti. Erkek olmasını geç ki erkeklere de çok güzel dert anlatılabilir bu çocuk odundu. Sıkılırsa belli ederdi. Sonra gelir ben aslında böyle böyle düşünerek öyle yapmıştım siz bana odun dediniz der, vicdan azabına uğratırdı.
Açıkçası son günlerde midemi bulandırmaya başladı bu hareketleri. Bu çocuğa karşı ben biraz fazla flörtöz oldum sanırım. Zaten ben de öyle bir salaklık var ki bir insana flörtöz davranışlar göstermeye karşı hiçbir korku olmuyor içimde. Aslında şöyle açıklayayım.
Hani sürtükler vardı okullarda. Her erkekle benim bu az önce anlattığım flörtözlük durumuna girerler ve bu sürtüklerin 15ten az sevgilisi olmamıştır maksimum 16 yıllık hayatlarında. Çünkü bu flörtözlük sonucunda bir çok erkek onlardan hoşlanır belli eder ve çıkarlar. Ama kız bunu bilerek yapar. Çünkü sürtüktür. Eğlenmek ister.
İşte ben sanırım Hitler’e sürtüklük yaptım. Farkında mıydım bilmiyorum. Nasıl bilmiyorum amk gayet de biliyorum. Bildiğin farkında olarak yaptım. Bazen kendiliğinden oldu gerçi, bazen durdurdum  kendimi araya duvarlar ördüm. Ama önemli olan şu ki yaptım. İğrenç bir insanım çünkü ben ve bu yaptığımdan utanıyorum. Hayır ama sürtük sayılmam. Sadece birine,  hatta sanaldan birine yaptım bunu. Hatta bazen ondan hoşlandığıma inandırarak kendimi yaptım. Aslında gerçekten inandığım için başlattım bunu. Ama sonucu değiştirmez bu.
İşte bu çocuk da bu davranışların sürtüklük olduğunun farkında değildi doğal olarak. Ve ben bu davranışımın sürtüklük olduğunu iğrenç bir şey olduğunu ve Hitler’in bu durumu yanlış algılayacağını, karşılık vermeye çalışacağını anlatan ilk adımını yaptığı an, kendimi ondan uzaklaştırmaya başladım. O kadar soğuktum o kadar soğuktum ki ona çocuk ne olduğunu anlayamadı. Düzeltmeye çalıştı ama izin vermedim. Soğuk kalacaktık, konuşmayacaktık ve hiçbir şey olmayacaktı. Düşüncem tam anlamıyla buydu ve iyi ki de yapmışım aslında bunu. Çünkü eğer yapmasaydım şu an daha da midemi bulandıracak şeyler olacaktı. Hitler’i düşündüğümde şu an midem bulanıyor, çünkü ben flört ederken onunla o da karşılık veriyordu ve bu başlarda normaldi, ama sonra benim başladığım flört olayını o başlatmaya başladı. Karşılık vermem gerekince iğrençti ve bilmiyorum gerçekten mide bulandırıcı.
Çünkü o her ne kadar ona sürtüklük yapsam da en yakın arkadaşımdı. Karküresi gibiydik işte diyorum ya. En yakın arkadaşıma benim yaptığım bir hatayı onun bu şekilde karşılamaması gerekiyordu. Onun benden soğuması gerekiyordu.
Ne kadar egoistsem artık bilmiyorum. MADEM ÖYLE NEDEN SÜRTÜKLÜK YAPTIN OROSPU?! OF.
Herneyse işte. Biz Hitler’le soğuk olalı baya uzun zaman oldu. Yok yıllar değil tabii ama aylar oldu ve bence bu çok uzun.
 Ve şimdi ben Hitleri özlediğimi fark ettim. HAYIR ONA YAPTIĞIM SÜRTÜKLÜĞÜ DEĞİL. Bunların hiç başlamadığı zamanki, en yakın arkadaşım olan Hitler’i özledim. Ve şimdi ona ulaşmamın, arkadaş olmanın tekrar hiçbir yolu yok sanırım. 
Bunu okuyacak biri olacak mı bilmiyorum ama lütfen eğer okuduysa benden iğrenmesin. Lütfen.
Neden bunu anlattım bilmiyorum. Sadece bunu anlatmak istedim.
Dünkü Karküresi’yle olan kavgamızı değil. Çünkü neden bilmiyorum. 
Karküresi eğer bunu okursan seni beni hiç sevmediğin, sevemeyeceğin kadar çok seviyorum. Sen bana okuldaki en yakın arkadaşlarını överken kıskanıyorum hatta. Bil. Sinir oluyorum. Senin de beni o kadar sevmeni istiyorum. Sana aşık bile olabilirim Karküresi orospusu. Beni biseksüel olup olmadığım konusunda şüpheye düşürüyorsun anlayacağın. Allah’ım ne diyorum ben. Şimdi Hitler’i anlatıp anlatıp bunu demek de çok saçma oldu.
Ama eğer Hitler, olur da burayı bulursan, ya da ben okutursam sana artık bilmiyorum neler olacağını, lütfen beni affet. Lütfen bana kötü davranma, bana karşı kötü hissetme. Sen benim en yakın arkadaşlarımdandın. Birbirimize karşı o duruma düşmemiz çok kötü bir olaydı. Ayrıca çok mallaştın amk sen. Cidden yani o hal ne öyle. Belki de artık arkadaş da olmak istemiyorumdur seninle bilmiyorum. Sen de malmışsın ben onu anladım. Evet lan malsın sen. Gelip bana ağladım demek falan. İğrençsin. Neden seni özlemiş gibi hissettim bir an bilmiyorum. Eğer geçen yazki Hitler olacaksan gel, olmayacaksan gelme. Mevlana değilim ben valla kusra bakma :(
Ve odamdaki kocaman, ötüp duran at ya da eşek sineği olan boktan sinek. Bir daha beni rahatsız ettiğin görem bacını siqem 
Bu kadar efenim. Sağlıcakla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder