10 Mayıs 2012 Perşembe

Söyle, nasıl kıydın bana? Hem canındım, hem ciğerin! 
Nasıl kıydın bana be piç, nasıl?
Yok lan. Kalbimi kıracak insan bile yok. Aslında kalbimi kırabilecek ve hatta kırabilen insanlar çok ama bunun farkında olmadıkları için pek önemli değil. Olmasınlar zaten. Eğer bir insan gücünün farkında olursa pislik yapar. Eğer birisinin gözünde "kırılınabilecek" biriysen işin kötüdür çünkü. Aslında bazen ben de belli etmeye çalışırım kırıldığımı. Mesela Hitler'e yapardım bunu, yapmıştım. Çünkü değer verilip verilmediğinden emin değildim. Hayır, rol yapmadım. Sadece kırılmıştım ve bunu gösterdim. Pisliklik değil bu. İnsanlar hep belli eder. Ben nadiren işte.
Kalbimi çok kırabilecek biri var aslında. Kinder çocuğu. Kalbimi çok kırabilirsin. Çok çok kırabilirsin. Ama sen bir kalbimin olup olmadığından bile habersizsin.
Kırabilirsin derken, buna hakkın var demek istemedim. Sadece kalbimin olduğunu bilmemen bile kalbimi kırıyor. Kalbimi kırabiliyorsun yani. Kinder çocuğu, lütfen bu kadar odun olma. Lütfen senden hoşlandığımı artık anla. Belli edemiyorum ben. Kinder çocuğu, lütfen bu kadar öküz olma. Kinder çocuğu, lütfen sadece benimle konuş. Kinder çocuğu, beni sevmesen de tanı yahu. Çok mu zor? Kinder çocuğu sınıfınla voleybol oynama. Lütfen oynama. Çünkü ben voleybolu hiç oynayamıyorum. Hatta ben hiçbir sporu yapamıyorum. Toplardan korkuyorum. Voleybol, basketbol deyince tüylerim diken diken oluyor. Ama oynamamanı istememin asıl sebebi bu değil. Sen her voleybol oynadığında onlarla, ben de katılabilmek istiyorum. Ama katılamıyorum işte. Kinder çocuğu lütfen benim bir beceriksiz olduğumu kabullen. Kinder çocuğu lütfen sadece sadece beni sev. Çok az da olsa. Kinder çocuğu lütfen benim olduğum kadar utangaç olma. Kinder çocuğu, seni bir gün öpersem beni ittirme. Kinder çocuğu, ben senin kadar ne zenginim, ne güzelim (hata yok. sen güzelsin. yakışıklı olmak daha farklı. güzelsin işte), ne yetenekliyim. Ama lütfen beni yeterli bul. Kinder çocuğu. Of kinder çocuğu. Artık pencereden seni izlemekten, sınıfının kapısından içeriyi gözetleyip seni görmeye çalışmaktan, sınıfına girdiğimde ilk olarak oturduğun yere bakmaktan bıktım. Bir gelişme istiyorum. Bana günaydın demen çok güzeldi. Twitterdan şarkıma "büyük kayıp :D" yazman, sonra sınavla ilgili sohbet etmen de çok güzeldi. Beni ne kadar mutlu ettiğini hiç hiç hiç tahmin edemezsin, edemeyeceksin. Sana adım atmaya çalışıyorum ama yapamıyorum işte. Her düşündüğümde içime bir kurt giriyor. Ben sana daha önce çok adım attım. Hiçbirine karşılık vermedin. Korkuttun beni. Artık yapamıyorum. Kinder çocuğu platoniğin olmaktan, güçsüz taraf olmaktan bıktım. Kinder çocuğu seni rüyalarımda görmekten bıktım. Kinder çocuğu bir gün bu hissettiklerimden pişman olmayacağımı zannetmekten bıktım. Kinder çocuğu gelecek sene aynı sınıfta olacağımızı beklemekten bıktım. Kinder çocuğu, senin odunluklarından bıktım. Sana gelip hepsini söyleyebilecek cesareti bulamamaktan da bıktım. Kinder çocuğu. Sana aşık değilim. Aşk ne bilmiyorum. Aşk çok büyük. Ben çok küçüğüm. Ben hep küçük oldum. Kinder çocuğu senden hoşlanıyor muyum onu da bilmiyorum? Bunun ismi ne onu da bilmiyorum. Ama şunu bil ki aşk midede kelebeklerden ibaretse ben de onlardan bolca var. Kelebek mi bilmiyorum ama içimde seni gördüğü an donup kalan bir şeyler var işte. Kinder çocuğu o ismini bilmediğim şeyi sana karşı hissetmekten de bıktım. Kinder çocuğu senden de bıktım.
Öküzsün. Hayvansın.
Ama seni seviyorum. Belki küçük bir çocuğun oyuncağına duyduğu sevgi gibi, belki ergen bir kızın bir aktriste duyduğu sevgi gibi. Bilmiyorum. Ne farkeder ki?
Keşke sen bilseydin. Keşke okuyabilseydin. 
Kinder çocuğu.
Keşke biri bana bir hafta içinde öleceğim gibi bir yalan söyleseydi ve anlatacak cesaret o an gelseydi.
Yok. İyi ki söylemedi ben çok korkardım. Gerçi öledebilirim belli olmaz.
Ama cesareti istiyorum. 
Kinder çocuğu.
Lütfen bir gün okuyabil.
Lütfen.
Bu da yazının sonu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder